|
|
||||
|
YUSUF DEDE(Şeyh Musâhib-i Şehıyârî Hâfız Çengî ve Neyzen)YÛSUF DEDE [Şeyh Musâhib-i Şehıyârî Hâfız Çengî ve Neyzen] (1605-4.1670=65). XVII. Çeng ve Ney sazlarında en büyük virtüozu ve bestekâdırr. Konya'da doğdu. Bostân Çelebî'ye kapılandı. Hâfız oldu, mûsikî ve edebiyat öğrendi. İstanbul'a geldi ve mûsikîde ilerledi. Galata Mevlevî dergâhında Âdem Dede'ye kapılandı ve Dergâhın Neyzenbaşısı oldu. IV. Murad (1623-1640) bir gün İstavroz Has Bağçesi'nde Yûsuf Dede'yi dinledi ve Neyine hayrân oldu. Adem Dedenin izniyle Saray'a aldı ve musâhib-i şehryârî yaptı. Huzûr-ı hümâyûn fasıllarında, görülmemiş bir kudretle ney ve çeng çalıyordu. Sarayda asla Mevlevî kisvesini ve külâhını çıkarmadı. 1640 şubatında Sultan Murâd'ın ölümüyle -Evliyâ Çelebî ile beraber- Enderûn-ı Hümâyûn'dan ayrıldı. Bundan sonra tam 30 yıl yaşadı. İbrahim Han (1640-1648) ve oğlu IV Mehmed (1648-1687) devirlerini, Köprülü Mehmed Paşa ile oğlu Köprülü-zâde Fâzıl Ahmed Paşa'nm sadâretlerini gördü. Saraydan çıkarken nesi var nesi yoksa Enderûn'daki arkadaşlarına dağıtmıştı. Sultan Ibrahim kendisine günde 28 akça maaş bağladıysa da Yûsuf Dede, ancak 20 akça maaş kabûl etti. Beşiktaş Mevlevî-hânesi şeyhi Hasan Dede'nin kızı ile evlendi ve onun yerine Nâcî Ahmed Dede, şeyh oldu. Bu zât 1664/65'te Galata şeyhi olunca, Yûsuf Dede, ikinci defa Beşiktaş şeyhi oldu. Beşiktaş şeyhliği ölümüne kadar takriben 6 yıldır. Nazîm'in 3 beyitli tarih kıt'asının son tarih mısraı: Azîz-î Tekye-î Mısr-î Hudâ olan Dede Yûsuf(1080). Fennî'nin 3 beyitli tarih kıt'asının son tarih mısrası da şöyledir: Oldu Yûsuf Dede'miz Mısr-ı na'îm_içre Azîz (1080). Yerine halîfesi Eyyûbî Mehmed Memiş Ef. (ölm. 1727) Beşiktaş şeyhi oldu. Fevkalâde Arapça ve Farsça biliyordu. Safaviye göre Mesneviye nazîre olarak 120.000 beyit nazîre söylemiştir. Ravzatü'n-Nûr'u ise Farsça oîup 10.000 beyittir. Başka kitaplar da yazmıştır. Evliyâ Çelebî, Enderûn'da gençliklerinde yıllarca arkadaşlık yaptığı Şeyh Yûsuf Dede'yi, devrin en büyük Neyzeni olarak kaydetmektedir. Zamanımıza yalnız "Feryâd-ı Yûsuf' adlı Düyek usûlünde bir Hüseynî Peşrevi kalnııştır ki, Kantemir ve ondan naklen Kevserî ebced notasına almışlardır. Peygamber'den bahseden Ravza'sı elimizdedir. Mesnevî nazîresi Kahire'de basılmıştır. Beşiktaş dergâhı hazîresine gömülmüştür. Türk Mûsikîsi'nin son çeng san'atkârlarındandır. Ney virtüozu olarak daha büyük şöhret yapmıştır. Emsalsiz musicalite'sinde bütün kaynaklar müttefıktir ve bu husustaki şöhreti asırlarca dillerde dolaşmıştır. Galata şeyhi Ankaravî'nin (ölm. 1632) Mesnevî şerhinin Arabca kısaltılmış tercümesi de onundur: Ell-Minhâctt-KaıvîfıŞerhi'l-Mesnevî, Kaahire, 1289=1873. Bibliyografya. Râmiz, 176; Ayvansarâyi, II, 106; Şeylıülislâm Es'ad Efendi, Atrabü'l-Âsâr, madde; Safâyî, Tezkire; Şeyhî, Vekaayî'l-Fuzalâ; Semâ-hâne-i Edeb; Fennî, Dîvân; Cevrî Dîvân; Nazîm, Dîvân; Evliyâ Çelebî, I, 635; Mehmed Şükrî, Sil$ile-Nâme-i Meşâih-ı Sûfıyye, Üsküdar Küt., Hüdâyî Yazm., Tasavvuf kitapları, no. 42; Osmanh Müellifieri, I, 201; Kantemir, MecmıVa, 105; Kevserî, Mecmû'a, 210; Mecmû'a (cönk) (XVIII. asrın başları), Konya Mevlânâ Müzesi Küt., no. 1.661 (kr§. A. Gölpınarlı, Katalog, III, 460); Ergun, I, 36-8, 168-9, II, 421; Öztuna, 306b, 434a; Aynı Yazar, Türkiye Târthi, X, 231; Aynı Yazar, Meydan-Larousse, XII, 862c; A. M., TMA, II, 393a-b; A. M., Yeni TA} XII, 4.830a; Gölpmarlı, Mevlevîlik, 143, 174; Esrâr Dede, Tezkire ve buradan naklen Yenikapı Mevlevî-hânesi, 168. Türk Müz.Ans.Yılmaz Öztuna C2/ s:506 © www.neyzenim.com Neyzen Zeki Sözen |